Öğrencilerin yaşadığı en temel problemlerden biri çalışma isteğinin olmamasıdır. Motivasyon (güdülenme) bir şeyi yapmayı isteme ve davranışta bulunma sürecidir. Her davranışın altında motivasyon vardır. Motivasyon sürecini başlatan ihtiyaçtır. Size su içme davranışını yaptıran şey, vücudunuzun suya ihtiyaç duymasıdır. O halde sizi ders çalışmaya motive edecek şey, en temelde eğitimi, bilgiyi, akademik ve kişisel gelişimi bir ihtiyaç olarak algılamanızda yatar. Bir diğer boyutu ile kısa vadeli (yazılıda, deneme sınavında iyi sonuç almak) ve uzun vadeli (gelecekte olmak istediğimiz yer, statü) hedefleriniz, hayalleriniz ders çalışma ihtiyacını başlatacak unsurlardır.
Motivasyonunuzu diri tutmak için kendinize HEDEF belirlemelisiniz. Hedef günlük, haftalık, aylık, yıllık ve uzak hedef olarak sıralanmalıdır. Bir merdivenin basamakları gibi günlük hedef haftalığa, haftalık yıllığa, yıllık hedef de uzak hedefe(yapmak istediğin meslek) hizmet etmelidir. Hedef konulurken kişinin kendini iyi tanıması, yeteneklerini iyi bilmesi önemlidir. Önünüze koyduğunuz hedefler gerçekleştirilmesi mümkün, düzeyinize uygun olmalıdır. Koyduğunuz hedefler kabiliyetlerinize ve düzeyinize uygun değilse başarısızlık ve öğrenilmiş çaresizlik durumu yaşayabilirsiniz.
Bir ilham perisini bekler gibi ders çalışma isteğinizin gelmesini beklemek yapılabilecek en büyük yanlışlardan biridir. İstemeye istemeye de olsa dersin başına oturmalı ve motivasyonunuzu artırmak için girişimlerde bulunmalısınız. Örneğin, hedefini ve o hedefini gerçekleştirdiğinde hissedeceğin duyguyu hayal etmek, yapılacak ödevi/konu çalışmasını küçük parçalara ayırmak, dersi eğlenceli hale getirecek yöntemlere başvurmak (şifreleme, resimleştirme, zihin haritası ve kavram haritası) gibi yöntemleri kullanarak motivasyonunuzu artırabilirsiniz.
Diğer taraftan motivasyonumuzu düşüren etmenleri de iyi bilmek ve onlarla etkin bir mücadele işinize yarayacaktır. Bu etmenlerden en önemlisi “Ben yapamam/başaramam!” düşüncesidir. Bu düşünce zihnimizi ele geçirerek kendini gerçekleştiren kehanete dönüşür. Kendinize olan inancınızı ve öz güveninizi yeniden kazanın. İnsan bir şeye inandığı ve onu gerçekten istediği zaman emin olun ki mutlaka yapar. Ama bu uğurda çalışmak lazım, sadece istemek yetmez.
Çok olumsuz koşullar altında yaşayıp çok başarılı sonuçlar alan birçok insan var. Buna uluslararası ve yerel iki örnek vermek istiyorum. Birincisi Amerika Birleşik Devletlerinin eski başkanlarından Abraham LİNCOLN. Lincoln yoksul bir ailenin çocuğu, annesini 10 yaşında kaybetmiş. Tarlada işçilik, bakkalda çıraklık yapmış. 21 yaşında işsiz kalmış, 25 yaşında 4 çocuğundan üçünü kaybetmiş. 34,36,38 ve 45,47 yaşlarında katıldığı çeşitli seçimleri kaybetmiş. Ama vazgeçmemiş. 52 yaşında ABD’ye başkan seçilmişti.
Diğer örneğimiz ülkemizden. Çobanlık yapan Adem AYDIN’ın hikayesi. Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde zorlu bir yaşamın arasından, ailesine ait koyun sürüsüne çobanlık yaparak eğitim hayatını sürdüren Adem Aydın, çocukluk hayali olan hem hukuk fakültesini okuyor hem de pandemi nedeniyle memleketinde ailesine ait koyun sürüsüne çobanlık yaparak zaman geçiriyor. Sarıbalta köyünde yaşayan Adem Aydın, küçükbaş hayvancılıkla uğraşan ailesinin yanında çocukluğundan itibaren hem çobanlık yaptı hem de hiçbir özel ders almadan hayalini gerçekleştirerek eğitimini sürdürdü. İlk 8 yıllık eğitimini köyündeki okulda gören Aydın, ortaöğrenimini ise Elazığ Mehmet Koloğlu Anadolu Lisesinde tamamladı. Ardından ülke genelinde ilk 3 bine giren ve hayali olan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine yerleşen Aydın, şu anda 4. sınıfta eğitim hayatını sürdürüyor. Covid-19 pandemisi nedeniyle köyünde olan zor şartlara rağmen, koyun sürüsü önünde ders çalışarak sınavlara hazırlanan 21 yaşındaki Adem Aydın, “savcı” olma hayalini gerçekleştirmek için çaba göstermeyi sürdürüyor. Bu yıl mezun olduktan sonra hakim ve savcılık sınavlarına girmeyi planlayan Aydın, hayaline kavuşmanın planlarını yapıyor. Küçüklüğünden beri eğitim konusunda sürekli idealleri ve hayalleri olduğunu aktaran Hukuk Fakültesi 4’üncü sınıf öğrencisi Adem Aydın
“Ben Çemişgezek ilçesi Sarıbalta köyünde yaşıyorum. Ailemle birlikte küçükbaş hayvancılık yapıyoruz. Kendimi bildim bileli biz bu işin içerisindeyiz. Küçüklüğümden beri eğitim konusunda hayallerim olmuştur. Hukuk okumak ve savcı olmak istiyordum. Şimdi bu yolda kendimi geliştirerek en yüksek dereceye kadar ilerlemek istiyorum. Köyümüzdeki okulda ilk ve ortaokul eğitimimi tamamladım. Sonra Elazığ Mehmet Koloğlu Anadolu Lisesinde lise eğitimimi tamamladım. Köye geldiğimde yine işimizi yapar, işimizin yanında eğitimimi de sürdürürdüm. Özellikle son sene hayvanların yanında fırsat buldukça ders çalışırdım. Sınava yönelik test çözerdim. İlk sınavda ilk 3000’e girerek İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım. Çocukluğumdan beri bu fakülteyi ve bu üniversiteyi isterdim. Şu an orada okumaktayım ve son sınıftayım. Mezun olmama son 6 ayım kaldı." dedi.
O halde hedefimize sıkı sıkıya bağlanmak, denemekten vazgeçmemek, planına sadık kalmak (zaman planı, hayat planı), istemeden de olsa dersin başına oturmak, arkadaş seçimini doğru yapmak, olumsuz düşüncelerden ve olumsuz düşünen kişilerden uzak durmak gibi hayat stratejileri ile hedefimize ulaşmak için hiçbir engel yoktur. Yukarıdaki iki örnekte görüldüğü gibi hiçbir zorluk engel bu kişilerin hedefinin önüne geçememiştir. Yazımıza, hiçbir şeyi engel olarak görmemiş, hedefi doğrultusunda planlarını devreye sokmuş olan ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün bir sözü ile son vermek istedim.
“Şayet bir gün çaresiz kalırsanız, bir kurtarıcı beklemeyin. Kurtarıcı kendiniz olun.”